Deniz Kızı Ela ve Yeşil Ada

Deniz kızı Ela, doğduğu Yeşil Ada’da denizin büyüleyici güzelliğine hayran kalsa da kara dünyasını merak eder ve orayı keşfetmek ister. Yüzeye çıktığında, insanların sahili temizlediğini ve denizin kirlendiğini öğrenir, bu durum onu derinden etkiler. Bilge deniz kızı, Ela’ya denizlerin insanlar yüzünden kirlendiğini ve doğanın korunması gerektiğini söyler. Ela, insan dünyasına uyum sağlayarak onlara doğanın önemini anlatmaya karar verir ve doğayı korumaları için insanları bilinçlendirir. İnsanlar Ela’nın çağrısını dikkate alarak doğayı korumaya başlar, böylece Yeşil Ada ve deniz eski güzelliğine kavuşur.

Kızı Ela ve Yeşil Ada

Bir zamanlar, denizin ortasında, kimsenin bilmediği yeşil bir ada vardı. Bu ada, gökyüzünden bakıldığında bir kalp gibi görünüyordu. Her sabah güneşin ilk ışıkları, adanın üzerinde dans eder, denizin derin mavi sularında yansımasını bulur, ışıl ışıl bir manzara yaratırdı. Ancak bu ada, sadece hayalini kuranların ulaşabileceği bir yerdi. Gerçek dünyada çok az insan ona ulaşabilmişti.

Adaya bağlı olan özel bir güç vardı. Burada her şey birbiriyle uyum içinde yaşar, denizin, ın, gökyüzünün ve toprağın harmonisi asla bozulmazdı. Fakat, bu doğa harikasının korunabilmesi için, ada her zaman bir koruyucuya ihtiyaç duyardı.

Bir gün, bu adada bir deniz kızı dünyaya geldi. Adını Ela koydular. Ela, denizin derinliklerinde yaşayan bir grup deniz kızı ve deniz adamının arasında büyüdü. O, her zaman farklıydı. Diğer deniz kızları, okyanusların derinliklerinde yüzmenin ve mercan resiflerinin etrafında dans etmenin keyfini sürerken, Ela hep yukarıdaki dünyayı, kara dünyasını düşünürdü.

Ela’nın en büyük hayali, bir gün denizin dışındaki dünyayı görmek, orada neler olduğunu keşfetmekti. O, denizin güzelliklerine aşık olsa da, kara dünyasının da bir o kadar büyülü olduğunu hissediyordu. Her gece, denizin dibinde parlayan yıldızları izlerken, kara üzerindeki yaşamları ve o yaşamları sürdüren insanları düşünür, bazen seslerini bile duymaya çalışırdı.

Bir gün, Ela, yaşadığı deniz altı krallığından ayrılıp yüzeye çıkmaya karar verdi. O gün, deniz her zamanki huzurlu halinden farklıydı. Dalgalarda bir hüzün vardı sanki. Ela, yüzeye çıktığında, rüzgarın da aynı duyguyu taşıdığını hissetti. Tüm dünya bir değişim içindeydi.

Ela, sahile yaklaştığında gözleri büyüdü. Sahilde, bir grup insan çöp topluyor ve sahili temizlemek için ellerinden geleni yapıyordu. Ela onlara yaklaşırken, bir ses duydu:
“Bu kadar çöp nereden geldi?” diye sordu bir çocuk, sahildeki plastikleri toplayan bir kadına.
Kadın cevapladı: “Bu çöpler, denizden geliyor. İnsanlar, denize ılan plastikleri çoğu zaman görmüyor. Ama bu çöpler, denizin derinliklerinden yüzeye çıkıyor ve kara dünyasına yayılıyor.”

Ela, çöp yığınlarının sahili nasıl kirlettiğini gördü ve derin bir üzüntüyle denize geri dönmeye karar verdi. Fakat bir şey fark etti; denizin bir kısmı bulanıklaşmıştı. O, denizin temizliğini ve berraklığını kaybetmişti. Ela, üzüntü içinde yüzeyin altına, denizaltı krallığına döndü.

“Deniz, ne oldu?” diye sordu Ela, krallığın en bilge deniz kızına.
“Deniz, kirleniyor,” diye yanıtladı bilge deniz kızı. “İnsanlar, doğ korumuyorlar. Denizlere, göllere, nehirlerle karışan kirli su, her şeyi zehirli hale getiriyor. Bizim dünyamızın da bir geleceği yok, Ela. Bu yüzden burada, senin gibi koruyuculara ihtiyacımız var.”

Ela, denizaltındaki tüm canlıları düşündü. Mercanlar, balıklar, yosunlar, deniz anası ve diğer canlılar, hepsi birbirine bağlıydı. Eğer birinin sağlığı bozulursa, tüm ekosistem etkilenirdi. Ela, kara dünyasına geri dönmeye karar verdi. Ama bu kez, sadece görmek için değil, bir şeyler değiştirebilmek için gitmeliydi.

Ela, insanların dünyasında yaşamın nasıl olduğunu daha iyi anlamak için bir plan yaptı. Yavaşça ve dikkatlice, kendini kara dünyasına uyum sağlamak üzere dönüştürdü. Güçlü bir rüzgarla, Ela, bir insan gibi yürüyebilecek hale geldi. Saçları dalgaların rengi gibi, gözleri denizin derinliğini yansıtan Ela, insanlara doğanın değerini anlatmaya karar verdi.

İlk olarak, Ela, sahildeki insanlara yaklaşarak bir konuşma yapmaya başladı. Onlara denizin önemini, deniz canlılarını ve doğayı korumanın gerekliliğini anlattı. İnsanlar şaşkınlıkla Ela’ya bakıyorlardı, çünkü kimse daha önce böyle bir şey görmemişti.

Bir süre sonra, Ela’nın hikayesi tüm köye yayıldı. O günden sonra, köyde yaşayan insanlar daha dikkatli olmaya başladılar. Sahili temizlediler, denize atılan çöplerin önüne geçtiler ve her yıl denizin temizlenmesi için etkinlikler düzenlediler. Doğayı daha çok önemsemeye başladılar, çünkü şimdi onu bir canlı gibi hissediyorlardı.

Zamanla, Ela’nın mesajı daha geniş bir alanı kapsayacak şekilde yayıldı. Ada, deniz kızı Ela’nın gayretleriyle kendine geldi. İnsanlar, doğayla daha uyumlu bir yaşam sürmeye başladılar. Ela ise, denizin bir parçası olarak, her gece denizin derinliklerine dönerek, mutlu bir şekilde uyurdu. O, doğanın bir parçasıydı ve doğanın tüm güzelliklerini korumak için hep var olacaktı.

Ve o günden sonra, ada hiç kaybolmadı. Çünkü doğanın gücü, koruyucuları olduğu sürece, her zaman var olmayı sürdürür.

Evet çocuklar, masalımız burada bitiyor. Siz de Doğa ve Çevre Hikayeleri kategorisinde bir masal yazıp bize gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uykuya dalacak.

Deniz Kizi Ela ve Yesil Ada 2

Masal Abisi

Masal Abisi Olarak Değerli Okuyucularımıza Özgün ve Kaliteli Masallar Okuyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu